YENİ YILA BİR YENİ HEDEF; FITRATA UYGUN BESLEN
Amaçsız yaşayamaz insan. Az veya çok bakılmaksızın hedefler koyar kendisine. Her başlangıçta yaşayışın gözden geçirilmesi gibi yeni yıl da bunun için çok güzel bir araçtır. Geçmiş senenin muhakemesini yapar, yeni yıldaki hedefleri belirler, üzerine hayal kurarak adım atmaya başlarız. Tertemiz ve üzerine yazılmayı bekleyen sayfalarla doludur. Kendi senaryomuzun başrolü olduğumuzu o an daha yakından anlarız.
Fıtrata ne uygunsa ondan uzaklaşmadan yaşama hedefi ilk koyacağımız hedeflerden olabilir. Veya fıtrata uymayan şeyleri hayatımızdan çıkarmak… Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, gezdiğimiz şeyler bizden bir iz taşımalı, özümüzden izler. Kaybettiğimiz her değer bizi farklı yönlere doğru götürebilir. Her bir adım bir sonraki yanlış adıma yönlendirebilir. Bu zincir gibi birbiri ardına sıralı değişimleri güzel tarafıyla yaşamak için fıtrata yakın kalmaya çalışmalıyız.
İnsanı oluşturan, mizacını belirleyen şeylerin başında beslenme tarzı gelmektedir. Yediğimiz besinler, öğün alışkanlıklarımız, yediklerimizin içerikleri bize ve mizacımıza yansır. Aslında bu noktada en yakından örnek almamı gereken tavır sünnete göre beslenme tavrıdır. Bu bize ve içimizdeki mizaca en yakın ve fıtrata en uygun mizaçtır. Gelin hep beraber sünnete uygun beslenmenin inceliklerini hatırlayalım ve bu sene hayatımıza geçirmeye başlayalım.
– BESLENMENİN ANLAMI VE HEDEFİ
İnsanın yaratıcısına kulluk edebilmesi için bahşedilmiş bir nimettir yaşam. Yaşamın sürdürülebilmesi için de en elzem şeylerden biri rızık nimetinin farkında olmak ve ubudiyetin bir parçası olduğunun bilinciyle hareket etmektir. ‘’ İnsan yediği yemediğine bir baksın. Biz yağmuru bol bol yağdırdık. Sonra toprağı iyiden iyiye yardık. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık. ‘’ (1) Ayetiyle her nimetin insanın hizmetine sunulduğunu görmekteyiz. Bu konuya yaklaşırken ve yemek yerken kulluk vazifemizi yapmamıza bir araç olduğunu düşünürsek beslenmenin amacını daha rahat kavrayabiliriz. Besin seçimlerimizi yaparken nefsi tatmin etmek ve lezzet peşinde koşmak için değil de kulluğu yapmaya hizmet eden bir nimet olduğunu fark etmeliyiz.
-BESLENMEDE DENGE
Ruhla bedeni, dünyayla ahireti ve akılla kalbi ahenk ve bütünlükle dengeleyen Kur’an, beslenme konusunda da insanlara dengeyi ve orta yolu önermiştir. Beslenmedeki fazlalığı ‘’israf’’ olarak isimlendirmiştir. Gıdada ihtiyaç fazlası her türlü tüketim dinimizce uygun görülmemektedir. ‘’Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (2) ayetiyle anlatılan israf, bireysel ve toplumsal birçok problemin temelidir. Helal-haram kavramına uygun beslenme bizi israftan uzak tutmakta ve ihtiyaç fazlası yemenin götürülerini net bir biçimde anlatmaktadır. Akıl, ruh ve beden sağlığını riske atan yiyeceklerin haram olmasının yanı sıra helal olan besinleri fazla tüketmek de dinen uygun görülmemektedir. Normal şartlarda tüketmekte sıkıntı olmayan yiyecekleri gereğinden fazla almakla beraber obeziteye maruz kalan insanın ruh ve beden sağlığında büyük bir tahribatlar oluşmaktadır. Bu da insanın kendisine ait olamayan bedenine zulmetmesidir.
-SÜNNETE GÖRE BESLENME
Hz. Peygamber’in yeme-içmeye ilişkin sünneti, beslenmenin dini kısmının anlaşılmasında büyük öneme sahiptir. ‘’Andolsun, Allah’ın Rasûlü’nde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (3) ayetiyle içtimai hayatta Peygamber’imizin yaşantısını örnek almanın bizim için anlamını daha yakından görmekteyiz. Kulluk sadece belirli tapınma şekillerinden ibaret değildir. Din insanın psikolojik ve sosyal boyutlarını da kapsayarak bazı yönlendirmeler yapmakta ve tavsiyeler vermektedir. İnsanın yaratılış gayesi kapsamında bütünsel bir yaklaşımdır. Dolayısıyla sünnete göre beslenmek sadece yeme-içme işi değildir. Vahyin insana verdiği değer ve hedefe hizmet eden kulluğun bir vazifesidir.
İnsanın maddi ve manevi yönünün bir arada bulunduğunu göz önüne alırsak beslenmeyle alakalı davranışlar, olumlu ve olumsuz fiiller kalp dünyasında da büyük etkiler bırakmaktadır. Allah’ın koyduğu kurallar ve Rasulü’nün koyduğu prensiplere uygun beslenmek şahsiyet dünyasını ve fıtratını önemli derecede etkilemektedir.
- Abese 80/ 24-32.
- A’raf 7/31, krû.: bkz. Tirmizî, Birr 21.
- Ahzâb 33/21.